Logo
🔍

Çıkış 10 KMEYA

«

1. VE RAB Musaya dedi: Firavunun yanına gir; çünkü ben onun yüreğini ve kullarının yüreğini katılaştırdım; ta ki, benim bu alâmetlerimi onların arasında göstereyim,

2. sen de oğluna ve oğlunun oğluna Mısırda işlediğim şeyleri, ve onların arasında yaptığım alâmetlerimi hikâye edesin; ve RAB ben olduğumu bilesiniz.

3. Ve Musa ile Harun Firavunun yanına girip ona dediler: İbranîlerin Allahı RAB şöyle diyor: Ne vakte kadar önümde alçalmak istemiyeceksin? Kavmımı salıver, ta ki, bana ibadet etsinler.

4. Yoksa, eğer kavmımı salıvermek istemezsen, işte, senin hududuna ben yarın çekirgeler getireceğim;

5. ve yeryüzünü örtecekler, ve yeri görmek mümkün olmıyacak; ve doludan size arta kalmış olanı yiyecekler, ve sizin için kırda bitmiş olan bütün ağaçları yiyecekler;

6. ve senin evlerin, ve bütün kullarının evleri ve bütün Mısırlıların evleri dolacaklar; senin babaların, ve babalarının babaları, yeryüzünde oldukları günden bugüne kadar böylesini görmemişlerdir. Ve dönüp Firavunun yanından çıktı.

7. Ve Firavunun kulları kendisine dediler: Ne vakte kadar bu adam bize tuzak olacak? adamları salıver de Allahları RABBE ibadet etsinler; Mısırın harap olduğunu daha bilmiyor musun?

8. Ve Musa ile Harun tekrar Firavunun yanına getirildiler; ve onlara dedi: Gidin, Allahınız RABBE ibadet edin; fakat gidecek olanlar kimlerdir?

9. Ve Musa dedi: Gençlerimiz ile ve kocamış olanlarımızla gideceğiz; oğullarımız ve kızlarımızla, koyunlarımız ve sığırlarımızla gideceğiz; çünkü RAB bayramını yapacağız.

10. Ve onlara dedi: Eğer sizi ve çocuklarınızı salıverirsem, o zaman RAB yardımcınız olsun! Bakın; çünkü niyetiniz kötüdür.

11. Böyle olmaz; şimdi siz erkekler gidip RABBE ibadet edin; çünkü istediğiniz budur. Ve onlar Firavunun yanından kovuldular.

12. Ve RAB Musaya dedi: Çekirge için Mısır diyarı üzerine elini uzat, ta ki, Mısır diyarı üzerine çıksınlar, ve memleketin bütün otunu, dolunun bıraktığı her şeyi yesinler.

13. Ve Musa değneğini Mısır diyarı üzerine uzattı, ve bütün o gün ve bütün gece RAB memlekete şark yeli getirdi; ve sabah olunca şark yeli de çekirgeleri getirdi.

14. Ve bütün Mısır diyarı üzerine çekirge çıktı, ve Mısırın bütün hududuna kondu; gayet çok idiler; ondan evel böyle çekirge, bunun gibisi olmamıştı, ondan sonra da böylesi olmıyacaktır.

15. Ve bütün yeryüzünü örttüler, ve memleket karardı; ve yerin bütün otunu, ve ağaçların doludan kalmış olan bütün meyvalarını yediler; ve bütün Mısır diyarında kırın ağacında, ve otunda, hiç bir yeşillik kalmadı.

16. Ve Firavun Musayı ve Harunu çağırmakta acele edip dedi: Allahınız RABBE karşı ve size karşı suç ettim.

17. Şimdi rica ederim, ancak bu kerelik suçumu bağışla, yalnız bu ölümü üzerimden kaldırması için Allahınız RABBE yalvarın.

18. Ve Firavunun yanından çıkıp RABBE yalvardı.

19. Ve RAB çok kuvvetli garp yelini döndürdü, o çekirgeleri kaldırıp Kızıl Denize sürdü; Mısırın bütün hududunda bir çekirge kalmadı.

20. Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve İsrail oğullarını salıvermedi.

21. Ve RAB Musaya dedi: Mısır diyarı üzerinde bir karanlık, el ile dokunulabilir bir karanlık olsun diye elini göke doğru uzat.

22. Ve Musa elini göke doğru uzattı; ve bütün Mısır diyarında üç gün koyu karanlık oldu;

23. birbirini görmediler, ve kimse üç gün yerinden kalkmadı; fakat meskenlerinde bütün İsrail oğullarına aydınlık vardı.

24. Ve Firavun Musayı çağırıp dedi: Gidin, RABBE ibadet edin; yalnız koyunlarınız ve sığırlarınız kalsın; ev halkınız da sizinle beraber gitsin.

25. Ve Musa dedi: Sen elimize kurbanlar ve yakılacak takdimeler de vermelisin, ta ki, Allahımız RABBE kurban keselim.

26. Ve hayvanlarımız bizimle beraber gidecekler; bir tırnak bile bırakılmıyacak; çünkü Allahımız RABBE ibadet etmek için onlardan almalıyız; ve oraya varmadan RABBE ne ile ibadet edeceğimizi bilmeyiz.

27. Fakat RAB Firavunun yüreğini katılaştırdı, ve onları salıvermek istemedi.

28. Ve Firavun ona dedi: Başımdan git, kendini sakın, bir daha yüzümü görme; çünkü yüzümü gördüğün günde öleceksin.

29. Ve Musa dedi: İyi söyledin; artık bir daha senin yüzünü görmiyeceğim.

»