Logo
🔍

Markos 8 KKDEU

«

1. O günlerde yeniden büyük bir kalabalık bir araya geldi. Yiyecek bir şeyleri yoktu. İsa öğrencilerini yanına çağırıp,

2. “Halk için içim parçalanıyor” dedi, “İşte üç gündür yanımdalar ve yiyecek bir şeyleri yok.

3. Onları aç aç evlerine gönderirsem, yolda düşüp bayılacaklar. Üstelik kimisi de uzak yerlerden geldi.”

4. Öğrencileri, “Şu çölde bunca insanı doyuracak ekmeği kim, nereden bulabilir ki?” dediler.

5. İsa, “Kaç ekmeğiniz var?” diye sordu. “Yedi” dediler.

6. İsa halka yere oturmalarını buyurdu. Yedi ekmeği aldı, teşekkür sunduktan sonra böldü, halka dağıtsınlar diye öğrencilere verdi. Onlar da dağıttılar.

7. Bunun yanı sıra, birkaç tane de küçük balık vardı. İsa onları da kutsayıp, “Bunları da halka dağıtın” dedi.

8. Doyasıya yediler. Artakalan parçalardan da yedi sepet dolusu topladılar.

9. Yiyenlerin sayısı dört bin kişi kadardı.

10. Sonra İsa onları yerlerine gönderdi. Kendisi de zaman geçirmeden öğrencileriyle birlikte tekneye binip Dalmanuta bölgesine gitti.

11. Ferisiler gelip İsa'yla tartışmaya başladılar. O'nu denemek için gökten bir belirti göstermesini istediler.

12. İsa derin derin içini çekerek, “Neden bu kuşak belirti arar durur?” dedi, “Doğrusu size derim ki, bu kuşağa belirti gösterilmeyecektir.”

13. Onları bırakıp tekneye bindi, denizin karşı yakasına geçti.

14. Öğrenciler beraberlerinde ekmek getirmeyi unutmuşlardı. Yanlarında –teknenin içinde– bir somun ekmekten başka bir şey yoktu.

15. İsa onları uyararak, “Gözünüzü açın” dedi, “Ferisiler'le Herodes'in mayasından sakının.”

16. Öğrenciler aralarında tartışıyorlardı: “Ekmeğimiz olmadığından böyle diyor.”

17. İsa ne konuştuklarını biliyordu. “Ekmeğimiz yok diye niçin tartışıyorsunuz” dedi, “Düşünmüyor musunuz? Anlamıyor musunuz? Yüreğiniz bu kadar mı katılaştı?

18. ‘Gözleriniz varken görmüyor musunuz? Kulaklarınız varken işitmiyor musunuz?’ “Anımsamıyor musunuz?

19. Beş bin kişiye beş somun ekmeği böldüğümü? Ekmek parçalarından kaç küfe dolusu topladığınızı?” Onlar, “On iki” diye karşılık verdiler.

20. İsa, “Ya yedi somun ekmeği dört bin kişiye böldüğümü? Ekmek parçalarından kaç sepet dolusu topladığınızı?” diye sordu. Onlar, “Yedi” diye yanıtladılar.

İsa Beytsayda'da Bir Körü İyileştiriyor

21. İsa, “Hâlâ anlamıyor musunuz?” diye sordu.

22. Beytsayda'ya vardılar. İsa'ya kör bir adam getirip ona dokunsun diye yalvardılar.

23. İsa adamı elinden tutup kasabanın dışına çıkardı. Gözlerini tükürükle ıslattı, ellerini adamın üstüne koyup sordu: “Bir şey görüyor musun?”

24. Adam baktığında, “İnsanları görüyorum” dedi, “Ağaçlara benziyorlar, ama yürüyorlar!”

25. Bunun üzerine İsa ellerini onun gözlerine koydu. Adam dikkatle baktı ve ışığa kavuştu. Her şeyi açık seçik gördü.

26. İsa onu evine gönderirken, “Kasabaya uğrama” dedi.

27. İsa öğrencileriyle birlikte Filippi Sezariyesi kasabalarına gitti. Yolda giderken öğrencilerine, “İnsanlar benim kim olduğumu söylüyorlar?” diye sordu.

28. Onların karşılığı şu oldu: “Kimi Vaftizci Yahya, kimi İlyas, kimi de peygamberlerden biridir diyor.”

29. İsa sordu: “Ya siz ne dersiniz? Sizce ben kimim?” Petrus, “Sen Mesih'sin” diye yanıtladı.

30. Bunun üzerine İsa kendisine ilişkin kimseye bir şey söylememeleri için onları uyardı.

31. Bundan sonra İsa İnsanoğlu'nun çok acı çekmesinin, ileri gelenler, başkâhinler ve dinsel yorumcularca yadsınmasının, öldürülmesinin ve üç gün sonra dirilmesinin gerekli olduğunu öğrencilere öğretmeye başladı.

32. Bunu açıkça bildirdi. Petrus O'nu bir yana çekip payladı.

33. İsa da dönüp öğrencilerine bakarak Petrus'u azarladı: “Geri çekil, ey şeytan! Çünkü Tanrı'ya ilişkin olanları değil, insanlara ilişkin olanları düşünüyorsun.”

34. Sonra öğrencilerle birlikte halkı yanına çağırıp şöyle dedi: “Ardımdan gelmek isteyen kendini inkar etsin; çarmıhını taşıyarak ardımdan gelsin.

35. Çünkü canını kurtarmak isteyen onu yitirecektir. Ama bana ve Sevindirici Haber'e bağlılık nedeniyle her kim canını yitirirse onu kurtaracaktır.

36. İnsan tüm dünyayı kazanıp da canını yitirirse bunun ona ne yararı olur?

37. Çünkü insan canına karşılık ne verebilir?

38. Her kim şu tanrıtanımaz, günahkâr kuşakta bana ve sözlerime bağlılıktan utanç duyarsa, İnsanoğlu da Babası'nın yüceliğinde kutsal meleklerle birlikte gelişinde o kişiden utanç duyacaktır.”

»