Logo
🔍

Matta 27 KKDEU

«

1. Sabah olunca başkâhinlerle halkın bütün ileri gelenleri İsa'yı öldürmek üzere görüşüp anlaştılar.

2. O'nu zincire vurarak götürüp vali Pilatus'a teslim ettiler.

3. İsa'yı ele veren Yahuda, O'nun yargı giydiğini duyunca pişmanlık duydu. Otuz gümüşü başkâhinlerle ileri gelenlere geri vererek,

4. “Suçsuz birinin kanına girmekle günah işledim” dedi. Onlar, “Bundan bize ne?” dediler, “Kendi başının çaresine bak!”

5. Yahuda gümüş paraları tapınağa fırlatıp gitti, kendisini astı.

6. Başkâhinler gümüş paraları aldılar. “Bunları tapınağın hazinesine koymak doğru olmaz” dediler, “Çünkü kan karşılığıdır.”

7. Bir araya gelip o parayla yabancıların gömülmesi için Çömlekçi Tarlası'nı satın aldılar.

8. Bu nedenle o tarlaya bugüne dek Kan Tarlası dendi.

9. Böylece, Yeremya Peygamber aracılığıyla bildirilen şu söz yerine geldi: “İsrailoğulları'ndan kimilerinin O'na biçtikleri değerin karşılığı olan Otuz gümüşü aldılar;

10. Rab'bin bana buyurduğu gibi, Çömlekçi Tarlası'nı satın almak için harcadılar.”

11. İsa vali Pilatus'un önüne çıkarıldı. Vali, “Sen Yahudiler'in Kralı mısın?” diye sordu. İsa, “Söylediğin gibidir” dedi.

12. Ama başkâhinlerle ileri gelenlerin suçlamalarına hiçbir yanıt vermedi.

13. Sonra Pilatus, “Sana karşı yapılan bunca tanıklığı duymuyor musun?” dedi.

14. Ama O hiçbir konuda ona tek bir yanıt bile vermedi. Vali buna çok şaşırdı.

15. Fısıh Bayramı'nda valinin halkın dilediği bir tutukluyu salıvermesi gelenektendi.

16. O dönemde Bar Abbas adında ünlü bir tutuklu vardı.

17. Kalabalık toplanınca Pilatus sordu: “Hangisini salıvermemi istersiniz? Bar Abbas'ı mı, yoksa Mesih denen İsa'yı mı?”

18. Çünkü İsa'yı çekememezlik yüzünden tutuklayıp teslim ettiklerini biliyordu.

19. Pilatus yargı kürsüsünde otururken karısı ona haber gönderdi: “Sakın o doğru insana bir şey yapayım deme. Çünkü O'nun yüzünden bu gece düşümde çok sıkıntı çektim.”

20. Başkâhinlerle ileri gelenler Bar Abbas'ı destekleyip İsa'yı ortadan kaldırsınlar diye halkı kandırdılar.

21. Vali yeni baştan onlara sordu: “İkisinden hangisini salıvermemi istersiniz?” Onlar da, “Bar Abbas'ı” diye direttiler.

22. Pilatus sordu: “Öyleyse, Mesih denen İsa'yı ne yapayım?” Tümü birlikte, “Çarmıha gerilsin!” diye karşılık verdiler.

23. Vali yeniden sordu: “Ne kötülük yaptı ki?” Ama onlar daha yüksek sesle bağırarak, “Çarmıha gerilsin!” diye direttiler.

24. Pilatus tartışmanın yarar sağlamak bir yana, tam tersine kargaşalık doğurduğunu gördü. Suya uzanıp halkın önünde ellerini yıkadı ve, “Bu adamın kanında benim sorumluluğum yoktur” dedi, “Başınızın çaresine kendiniz bakın.”

25. Tüm halk, “O'nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızındır” diye yanıtladı.

26. Bunun üzerine Pilatus Bar Abbas'ı salıverdi, İsa'yı kırbaçlattıktan sonra çarmıha gerilsin diye onlara teslim etti.

27. Bunun üzerine, valinin buyruğundaki askerler İsa'yı vali konağına götürdüler ve tüm taburu çevresine topladılar.

28. Kendisini soyup üstüne al bir kaftan attılar,

29. başına da dikenlerden ördükleri bir taç taktılar. Sağ eline bir kamış tutuşturdular. Önünde diz çökerek, “Selam, ey Yahudiler'in Kralı!” diye alay ediyorlardı.

30. O'na tükürdüler, elindeki kamışı alıp başına vurdular.

31. Alay ettikten sonra kaftanı üstünden çıkardılar. O'na kendi giysilerini giydirip çarmıha germeye götürdüler.

32. Dışarıya çıkarlarken Simun adında Kireneli bir adam gördüler. İsa'nın haçını taşısın diye onu zorladılar.

33. Golgota, yani Kafatası denen yere varınca,

34. 'içmesi için O'na ödle' karışık 'şarap verdiler'. Bunu tadınca içmek istemedi.

35. İsa'yı çarmıha gerdikten sonra 'kura çekerek giysilerini aralarında paylaştılar'

36. ve orada oturup nöbet tuttular.

37. Suçuna ilişkin bir yazı yazarak başının üstüne astılar: BU, YAHUDİLER'İN KRALI İSA'DIR!

38. O'nunla birlikte biri sağında, öbürü solunda olmak üzere iki eşkıya da çarmıha gerildi.

39. Oradan geçenler 'başlarını sallayarak' İsa'yı aşağılıyorlardı.

40. “Hani sen, tapınağı yıkıp üç gün içinde yeniden kuracaktın! Eğer Tanrı'nın Oğlu'ysan, çarmıhtan aşağı inip de kendini kurtarsana!”

41. Başkâhinler, dinsel yorumcular ve ileri gelenler de alaylı alaylı konuşarak,

42. “Başkalarını kurtardı, kendini kurtaramıyor!” diyorlardı, “Bu mu İsrail'in Kralı? Şimdi çarmıhtan aşağı insin de O'na inanalım.

43. ‘Tanrı'ya güvendi. Tanrı'nın O'nunla ilgisi varsa şimdi O'nu kurtarsın.’ Çünkü, ‘Ben Tanrı'nın Oğlu'yum’ diyordu.”

44. İsa'yla birlikte çarmıha gerilen eşkıyalar da aynı biçimde O'nu aşağılıyorlardı.

45. Öğleyin on ikiden on beşe dek tüm ülkeyi karanlık kapladı.

46. Saat on beş sularında İsa yüksek sesle bağırdı: “Eli, Eli lama sabaktani?” Bu, “Tanrım, Tanrım, neden beni bıraktın?” anlamına gelir.

47. Orada duranlardan bazıları bunu duyunca, “Bu adam İlyas'a sesleniyor” dediler.

48. İçlerinden biri hemen koşup bir sünger kaptı, 'sirkeye' daldırıp bir kamışa takarak İsa'nın 'ağzına uzattı.'

49. Ötekiler, “Bırak bakalım, İlyas gelip onu kurtaracak mı!” dediler.

50. İsa yeniden yüksek sesle bağırıp ruhunu teslim etti.

51. O anda tapınağın perdesi yukarıdan aşağıya yırtılarak ikiye ayrıldı. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı,

52. mezarlar açıldı ve uyuyan kutsallardan birçoğunun bedeni dirildi.

53. Mezarlarından çıktılar, O'nun dirilişi ardından kutsal kente girdiler ve birçok insana göründüler.

54. İsa'nın başında duran yüzbaşı ve onunla birliktekiler, depremle öteki olayları görünce aşırı korkuya kapılarak, “Gerçekten de bu Tanrı'nın Oğlu'ydu!” dediler.

55. Orada durumu uzaktan izleyen birçok kadın vardı. Bunlar Galile'den beri İsa'nın ardından gelmişler, kendisine hizmet sunmuşlardı.

56. Aralarında Magdalalı Meryem, Yakup'la Yusuf'un annesi Meryem ve Zebedi'nin oğullarının annesi de bulunuyordu.

57. Akşam olunca, Arimatealı zengin bir adam geldi. Adı Yusuf olan bu adam İsa'nın öğrencisiydi.

58. Pilatus'a gidip İsa'nın cesedini istedi. Pilatus da verilmesi için buyruk çıkardı.

59. Yusuf cesedi alınca, onu tertemiz bir keten beze sardı

60. ve kaya kovuğunda oyduğu yepyeni, özel mezarına yatırdı. Mezarın açıldığı yere de kocaman bir taş yuvarlayıp oradan ayrıldı.

Mezarı Korumaya Atanan Nöbetçiler

61. Magdalalı Meryem'le öbür Meryem, mezarın tam karşısında oturmuşlardı.

62. Ertesi gün –yani Hazırlık Günü sonrası– başkâhinlerle Ferisiler hep birlikte Pilatus'a giderek,

63. “Efendim” dediler, “O aldatıcının daha yaşarken ne dediği aklımızda. ‘Üç gün sonra dirileceğim’ demişti.

64. Onun için, bir buyruk çıkar da mezar üçüncü güne dek mühürlensin. Olur ya, bakarsın öğrencileri gelip O'nu çalarlar, sonra da halka, ‘O ölüler arasından dirildi’ derler. Öyle ki, son aldatış ilkinden beter olur.”

65. Pilatus, “Nöbetçileriniz var” dedi, “Gidin, dilediğiniz gibi orayı güvenlik altına alın.”

66. Adamlar gidip mezarı güvenlik altına aldılar. Taşa mühür vurdular, nöbetçileri de görev başına diktiler.

»