Logo
🔍

Vahiy 14 KKDEU

« Kuzu ve Kurtulanlar

1. Sonra Siyon Dağı'nda Kuzu'yu ve O'nunla birlikte yüz kırk dört bin kişinin durduğunu gördüm. Alınlarında Kuzu'nun ve Babası'nın adı vardı.

2. Ardından, gökten çağlayan suların ve güçlü gök gürlemesinin sesini ansıtan bir ses duydum. Duyduğum ses lir çalanların çıkardığı sese benziyordu.

3. Tahtın, dört yaratığın ve İhtiyarlar'ın önünde yeni bir ezgi söylüyorlardı. Yeryüzünden kurtulmalık karşılığında satın alınan yüz kırk dört bin kişiden başka hiç kimse bu ezgiyi öğrenemiyordu.

4. Bunlar kadınlarla ilişki sonucu lekelenmeyenlerdir. Çünkü hepsi paktırlar. Kuzu her nereye giderse O'nun ardından gidenlerdir. İnsanlık içinden Tanrı'ya ve Kuzu'ya kurtulmalık karşılığında satın alınan ilk-üründürler.

Üç Melek

5. Ağızlarında hiçbir yalan bulunmadı. Suçsuzdurlar.

6. Sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. Yeryüzünde yaşayanlara müjde vermek için, sonsuza dek geçerli olan Sevindirici Haber'i taşıyordu. Her ulusa, her oymağa, her dile, her halka

7. yüksek sesle, “Tanrı'dan korkun, O'na yücelik verin” diyordu, “Çünkü O'nun yargı saati geldi. Göğü, yeri, denizi, su pınarlarını yaratana tapın.”

8. Onu ikinci bir melek izledi. Şöyle diyordu: “Yıkıldı! Zina hırsının şarabından tüm uluslara içirten koca Babil yıkıldı!”

9. Onu üçüncü bir melek izledi. Gür bir sesle şöyle diyordu: “Her kim canavara ve benzerine tapınır, işaretini alnına ya da eline koydurursa,

10. Tanrı'nın kızgınlık kâsesine saf olarak boşaltılan kızgınlık şarabından içecek, kutsal meleklerin ve Kuzu'nun önünde kükürt ateşiyle işkence çekecektir.

11. Onlara işkence çektiren ateşin dumanı sonsuza dek yükselecektir. Canavara ve benzerine tapınanlar, adının işaretini koyduranlar gece gündüz rahat nedir bilmeyecekler.”

12. Tanrı'nın buyruklarını ve İsa'nın inancını tutan kutsallar sabırla davranmaya çağrılmıştır.

Tanrı Öfkesinin Bağ Bozumu

13. Gökten konuşan bir ses duydum: “Yaz! Bundan böyle Rab'be bağlı olarak ölenlere ne mutlu!” Ruh, “Evet, emeklerinden böylece rahata kavuşsunlar” diyor, “Çünkü yaptıkları onları izliyor.”

14. Sonra baktım, beyaz bir bulut göründü. Bulutun üzerinde İnsanoğlu'nu andıran biri oturuyordu. Başında altın bir taç, elinde de keskin bir orak vardı.

15. Tapınaktan başka bir melek çıktı, bulutun üzerinde oturana gür sesle bağırdı: “Orağını sal ve biç! Çünkü hasat zamanı geldi, yeryüzünün biçilecek ürünü olgunlaştı.”

16. Bulutun üzerinde oturan, orağını yeryüzüne salladı ve yeryüzünün ürünü biçildi.

17. Gökteki tapınaktan başka bir melek çıktı. Onun elinde de keskin bir orak vardı.

18. Bu kez sunaktan başka bir melek çıktı; onun da ateş üzerinde yetkisi vardı. Elinde keskin orak bulunana gür sesle bağırdı: “Keskin orağını sal, bağ bozumu geldi, yeryüzünün üzüm salkımlarını topla. Çünkü üzümleri olgunlaştı!”

19. Melek orağını yeryüzüne salladı, bağ bozumunda yeryüzünün üzümlerini topladı. Bunları Tanrı'nın kızgınlığında üzümün çiğneneceği büyük tekneye koydu.

20. Tekneye basılan üzümler kent dışında çiğnendi. Tekneden akan kan üç yüz yirmi kilometrelik bir alanı kapladı, atların gemlerine dek yükseldi.

»