Logo
🔍

Vahiy 21 KKDEU

« Her Şeyi Yepyeni Yapıyorum

1. Sonra yeni bir gök ve yeni bir yer gördüm. Çünkü ilk gök ile ilk yer ortadan kalkmıştı. Artık deniz de yoktu.

2. Kutsal kentin, yeni Yeruşalim'in göğün içinden, Tanrı'dan inmekte olduğunu gördüm. Kocası için süslenmiş bir gelin gibi hazırlanmıştı.

3. Tahttan gür bir ses duydum. Şöyle diyordu: “İşte bakın, Tanrı'nın konutu insanlarla birlikte! Tanrı insanlarla bir arada yaşayacak. Onlar O'nun halkı olacak. Tanrı da onlarla birlikte olacak

4. ve gözlerinden tüm gözyaşlarını silecek. Artık ölüm olmayacak. Artık ne yas, ne ağlayış, ne de acı olacak. Çünkü öncekiler ortadan kalktı.”

5. Ardından, tahtta oturan, “İşte her şeyi yepyeni yapıyorum” dedi. Yine, “Yaz, çünkü bu sözler güvenilir ve gerçektir” dedi.

6. Ve ekledi: “Her şey yerine geldi! Alfa ve Omega Ben'im. Başlangıç ve Son Ben'im. Susayana yaşam suyunun pınarından karşılıksız olarak vereceğim.

7. Zafer kazanan bunları miras alacak. Onun Tanrısı olacağım, o da benim çocuğum olacak.

Yeni Yeruşalim Kenti

8. Korkaklara, imanı olmayanlara, iğrençlikte yuvarlananlara, adam öldürenlere, zina edenlere, büyücülere, yalancı ilahlara tapınanlara, tüm yalancılara gelince, bunların yeri ateşle ve kükürtle yanan göldedir. Bu, ikinci ölümdür.”

9. Ardından, ellerinde sonuncu yedi büyük sıkıntıyla dolu tasları taşıyan yedi melekten biri gelip benimle konuştu. “Gel!” dedi, “Sana gelini göstereceğim. Kuzu'nun gelinini.”

10. Melek beni Ruh yönetiminde kocaman, yüksek bir dağa götürdü. Göğün içinden, Tanrı'dan inmekte olan kutsal Yeruşalim Kenti'ni gösterdi.

11. Tanrı yüceliği oradaydı. Kentin parlaklığı çok değerli bir taş gibiydi. Billura benzeyen yeşim gibiydi.

12. Kentin on iki kapılı büyük, yüksek bir duvarı vardı. Kapılarda on iki melek duruyordu. Kapıların üstünde İsrailoğulları'nın on iki oymağının adları yazılıydı.

13. Doğu yönünde üç kapı, kuzey yönünde üç kapı, güney yönünde üç kapı, batı yönünde üç kapı vardı.

14. Kentin duvarı on iki temel taşı üzerine kurulmuştu. Bunların üstünde Kuzu'nun on iki habercisinin on iki adı yazılıydı.

15. Kenti, kapılarını ve duvarını ölçmek için, benimle konuşanın elinde altından yapılmış bir ölçme çubuğu vardı.

16. Kentin yayıldığı yüzey dörtgendi. Uzunluğu kadar genişliği vardı. Melek çubukla kenti ölçtü: İki bin dört yüz kilometre. Uzunluğu, genişliği, yüksekliği birbirine eşitti.

17. Melek kentin duvarını da ölçtü. Meleğin ölçüsüne göre –insanın kullandığı ölçüdür bu– altmış beş metreydi.

18. Duvarı yeşimden yapılmıştı. Kent ise som altındandı. Cam gibi parlaktı.

19. Kentin duvarlarının temelleri her tür değerli taşla bezenmişti: İlk temel yeşim, ikincisi gökyakut, üçüncüsü akik, dördüncüsü zümrüt.

20. Beşincisi damarlı akik, altıncısı kırmızımsı akik, yedincisi sarı yakut, sekizincisi gök zümrüt, dokuzuncusu topaz, onuncusu yeşil altıntaş, on birincisi zirkonyum, on ikincisi ametist.

21. On iki kapı ise on iki inciydi. Her bir kapı tek parça inciden yapılmıştı. Kentin caddesi saydam cam parlaklığında som altındandı.

22. Kentte tapınak görmedim. Çünkü buranın tapınağı Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı ve Kuzu'dur.

23. Kentin aydınlatılmak için ne güneşe gereksinimi var, ne de aya. Çünkü Tanrı'nın yüceliği onu aydınlatmıştır. Şamdanı ise Kuzu'dur.

24. Uluslar O'nun ışığıyla yürüyecek. Dünya kralları da yüceliklerini O'na getirecekler.

25. Kentin kapıları hiçbir gün kapanmayacak. Çünkü orada gece olmayacak.

26. Ulusların yüceliğini ve onurunu O'na getirecekler.

27. Kente bayağı hiçbir şey girmeyecek. İğrençlik yapan, yalan söyleyen de oraya girmeyecek. Yalnız Kuzu'nun yaşam kitabında yazılı olanlar girecek.

»